Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HTML Notlarım: #5 HTML'de Çift Tırnak ve Boşluk Etiketini Kullanma

Resim
Merhaba arkadaşlar, bu paylaşım da ağır olarak sözel içerecek neredeyse.. Bu sefer anlatacağım konu; HTML'de çift tırnak ve boşluk etiketini kullanma olacak. Biz her ne kadar kelimeler arasında boşluk bıraksak da HTML bunu tek boşluk olarak algılayacak. Bunun önüne geçebilmemiz için hangi etiketini kullanacağımızı yazıyorum. nbsp; Yukarıda ki kodumuz HTML içinde kodu tekrarladığımız takdirde istediğimiz kadar boşluk bırakmamızı sağlıyor. Bu kodumuz da ise çift tırnak bırakabiliyoruz.. quot; Kendiniz örnekler yaparak, etiketleri aklınızda tutabilirsiniz..

HTML Notlarım: #4 Heading Etiketi

Resim
Yavaş yavaş kodlamayı öğrenmeye başlayalım, ilk olarak paragraf etiketinin nasıl yapacağımızı öğrenmiştik. Bu sefer ise heading yani başlık etiketlerini öğreneceğiz. Akılda tutması gayet basit, h1 diye başlıyor ve h6'ya kadar gidiyor. Ayrıca heading etiketleri seo açısından da önemli, bir makale yazarken ne kadar çok heading etiketleri kullanırsak bizim için o kadar iyidir. (bu konuda kesin bir bilgim yoktur, öyle söyleniyor) Şimdi kodlamaya gelelim. H1 etiketi en büyük başlık, H6 etiketi ise en küçük başlıktır. Yani H'nin yanında ki sayı değeri büyüdükçe, başlık boyutu küçülür. Aşağıda şekildeki gibi heading etiketlerini kodlayabiliriz. Etiketlerin çıktısı da şu şekilde olacaktır. Bu temelleri sağlam atalım ki binamızın üstüne kat çıkabilelim.. Hoşça kalın..:)

Bardak Nedir?

Bardak içeceğimiz içecekleri tüketmek için kullanılır genellikle de cam dan yapılmış olan bir mutfak eşyasıdır. Birçok çeşitli malzemeden yapılan bardaklar vardır. Bunlar; karton bardak , cam bardak , plastik bardak  gibi çeşitleri vardır. Mutfaklarımız da genel olarak cam bardak kullanılır. İşyeri, ofis, cafe gibi yerlerde ise plastik ve karton bardak daha çok tercih edilir. Plastik ve karton bardaklar tek kullanımlıktır, kullanıldıktan sonra atılması gerekir. Gelelim cam bardak çeşitlerine. Bazı içeceklerin içilmesi gereken farklı türde cam bardak vardır. Örneğin Çay bardağı. Çay içerken genellikle çay bardağı kullanılır. Çay bardağı orta kısımı ince belli silindir şeklinde olan cam malzemesinden yapılmış bir bardak türüdür. Bardak çeşitleri arasında bira bardağı da yer almaktadır. Çoğunlukla bira ve şarap gibi alkollü içeceklerin tüketildiği yarım litre (500ml-1/2l litre) boyutunda cam malzemesinden üretilen büyük boyda bir bardaktır. En çok kullanılan bardak ise su bardağıdır.

HTML'de Türkçe Karakter Sorunu

Kodlamaya başladık iyi hoş da, yazdığımız kodu tarayıcımız da çalıştırdığımız zaman Türkçe karakterlerinin yerine soru işaretinin çıktığını görüyorsanız şu an doğru konuyu okuyorsunuz. Çözüm çok basit... <meta charset="UTF-8"/> Yukarıda verdiğim kodu, head bölümüne yani tarayıcımızın arka planında kodları çalıştırdığı ziyaretçinin görmediği bölüme yazıyoruz. Ve Türkçe karakter sorunu ortadan kalkmış oluyor.

HTML Notlarım: #3 Kodlamaya Başlıyoruz

Resim
HTML dosyasını nasıl açarım? Öncelikle bilgisayarımıza kurduğumuz editörümüzü veya not defterini açıyoruz. Ve farklı kaydet ile dosya uzantısını HTML yapıp bir klasöre kaydediyoruz.. Sözeli bırakıp az da kodlamaya başlayalım değil mi? Aşağıda ki fotoğraf da HTML'nin temel iskeleti buluyor. Bir HTML dosyası oluşturduğumuz da bu kodları zorunlu olarak yazmamız gerekiyor. Bir web sitesi kodlarken etiketleri nasıl yazacağımızı tekrar hatırlayalım.. <etiketadı>İçerik</etiketadı> İlk etiket olarak "p" etiketini yazdım. İsimini İngilizce olan "Paragraph" yani dilimiz de "Paragraf" ın ilk harfinden almıştır. Anlayacağınız üzere paragraf oluşturmamızı sağlar. Yazdığımız kodu çalıştıralım çıktısı aynen şu şekilde olacaktır. Title etiketinin içine yazdığımız yazı; sayfamızın başlığı olacaktır. :) Çıktı da Türkçe karakter sorunu olursa eğer, bu yazıma bakabilirsiniz.. Şimdilik bu kadar arkadaşlar, bu kodları ezberlemeye çal

HTML Notlarım: #2 HTML'in Genel Yapısı

HTML'nin önceki yazımda ne olduğunu, ne işe yaradığını ve nerelerde nasıl kullanacağımızı anlatmıştım. Bu yazımız da HTML'nin Genel Yapısına değineceğim. Öncelikle bilmemiz gereken 4 tane ana kod var. Bunlar sırasıyla; <html> <head> <title> ve <body> kodudur. Bunlara bir değinelim.. <html> Tarayıcıya HTML belgesinin başladığını ve bittiği yeri bildirir. Bütün HTML kodlarımızı bunun içerisine yazacağız. <head> HTML belgesinin ilk bölümüdür. Tarayıcıda ziyaretçiye gözükmeyen ama arka kısmında bir çok önemli görevi yerine getiren özellikleri mevcuttur. Sekme başlığı ve iconu, stil(css) ve javascript tanımlamaları,etiketleri, karakter kodlaması, tarayıcıya ve arama motorlarına yön verecek etikleri buraya yazarız. <title> Head bölümü'nün için de yer alır. Görevi ise tarayıcıların sol üst bölmünde bulunan başlık çubuğunda görüntülenir. Kısacası sayfa başlığı :) <body> Tarayıcımızı açıp bir web sitesine girdiğimiz takdi

HTML Notlarım: #1 HTML Nedir?

Html Nedir? HTML'in açılımı "Hyper Text Markup Language" yani; "Biçimlendirilmiş Metin Dili" anlamına gelmektedir. Html Ne İşe Yarar? HTML, internet üzerinde web sayfası oluşturmak için kullanılan bir dildir. Kendi başına sade bir web sitesi yapılabilir, .css dahil olmak üzere. Eğer dinamik bir web sitesi yapmak istiyorsak; php, asp gibi diğer yazılım dillerini de öğrenmek gerekiyor. Kısacası HTML; bir web sitenin iskeletini oluşturur. Dinamik ve Basit Web Sitesinin Farkı Nedir? Basit bir web sitesi; sadece temel HTML kodları iler oluşturulmuş, bir kaç css özelliği ile şekil verilmiş sitelere denir. Bu tür siteler de güncelleme yapılamaz, yapmak istiyorsak tekrar kod halinde yazmamız gerekir. Dinamik web sitesi ise; PHP, .NET  gibi uzman yazılım dilleri aracılığıyla kodlanmış profesyonel sitelerdir. Mesela bunlar da admin paneli olur; site yöneticisi buradan kod yazmaksızın siteye; haber, yazı, resim ekleyebilir. Biz öncelik olarak web sitesinin i

Kitap Notlarım: #9 İstemenin Esrarı / Muhammed Bozdağ (4. Bölüm - Örnek İsteyişler )

Allah'ım! Beni dünyada kalbi kirli ve karanlık bir cahil olarak yaşatma. (sayfa, 213) Bağışlanma Dileği  (sayfa, 218) Senin sevmediğin ve beni Sana sevdirmeyecek şeyleri yapmamak hususunda, bana sağlam bir irade vermeni diliyorum. Senin mülkün olan şeylere yönelen nefsimin Senden izinsiz istemesine karşı, Senin yardımına sığınıyorum. Bana insanlığın özellikle sonsuz mutluluğunu destekleyecek çalışmalarda bulunmama yetecek bir beden ve zihin sağlığı bağışlamanı diliyorum. Ruhuma her sabah bu duayı samimiyetle okumaya beni teşvik edecek bir arzu  ver. Beni karanlık ve tehlikeli yollardan geçirirken yalnız bırakmamanı, benim yanımda olduğunu hissetmemi sağlamanı istiyorum. Kovulanlardan olmaktan ısrarla ve içtenlikle Sana sığınıyorum Allah'ım. Senden uzaklara düşmekten sana sığınıyorum. Amin. Allah'ım! Beni Senden uzaklaştırmaya yırtınan nefsimin ellerine teslim etme. İlim Yakarışı (sayfa, 219) Öğrenebilmek için çırpınıyorum; ama, hafızam ancak Senin izin verdiğin

Kitap Notlarım: #9 İstemenin Esrarı / Muhammed Bozdağ (3. Bölüm - İstekleri Kabul Edilenler)

Evren adına ve evren için yapıldığı sürece, çılgınca istemek aç gözlülük değildir. (sayfa, 157) İnsanın donatıldığı yeteneklere bakarak, hangi başarılara hazırlandığının hissedebilirsiniz. (sayfa, 159) Bir hedefe ulaşmayı kolaylaştıran yol, önce onunla ilişkili yetenekleri geliştirmekten geçer. (sayfa, 160) Yeteneklerinizle nelere lâyık olmuşsanız, eninde sonunda size yeteneklerinizin karşılığı cömertçe sunulacaktır. (sayfa, 160) Hedeflerinizi fethetmek istiyorsanız, yeteneklerinizle onları kuşatmalısınız. (sayfa, 161) İsteklerinizi şiddetli ihtiyaçlara dönüştürmelisiniz. (sayfa, 166) Yeryüzünün susuzluğu gökyüzünü titretebiliyorsa, insanın uykusuzluğu evreni sarsacaktır. (sayfa, 167) Bir an, özgür insanların dünyasına dönüyorum. İnsansız doğada ruhumu kuşatan sevinç, beton binaların arasında birden kayboluyor. (sayfa, 167) Musa (as) gibi şöyle demeliyiz: "Rabbim! Doğrusu bana indirdiğim her iyiliğe muhtacım." (sayfa, 168) (Kur'an; 28:24.) Unuttuklarımızın değe

Kitap Notlarım: #9 İstemenin Esrarı / Muhammed Bozdağ (2. Bölüm - İstekleri Reddedilenler)

Hayatımız yarışlarımızın en büyüğü olduğu hâlde, yıllarımız çabasız geçiyor. (sayfa, 85) "..susuzlukları giderilinceye kadar iki büklüm muhtaçtır. Bir de kana kana içtikten sonra, bilinçlerinde suyun değeri kalmaz." (sayfa, 90) Hayattan daha fazlasını isteyen, önce elindekileri kaybetmeyi hak etmemiş olmalıdır. (sayfa, 90) "Kaderin Sahibinden, hayatımızı ışıklandıracak güzellikler isteriz; O, ikram eder. Ruhumuzu teskin edecek eşler isteriz; O, verir. Adımızı onurlandıracak evlatlar dileriz; O, bağışlar. Rahat bir geçim dileriz; O, cömertçe sunar; ama, biz nankörlük ederiz." (sayfa, 91) Aradığımızı elde edinceye kadar dualar dilimizden düşmüyor; ama, istediğimiz verilince de şükrü de unutuveriyoruz. (sayfa, 91) Temiz kalp iki yüzlü davranmaz: Yokluğunda sevdiği güzelliğin varlığında şükrünü unutmaz. (sayfa, 92) Duaya kalkan ellerimize dünya hayatı verilmiyorsa, sonsuz hayat verilecektir. (sayfa, 95) Nedenler ölümü gizleyebilir; ama, ölümün nedeni yoktur; va

Kitap Notlarım: #9 İstemenin Esrarı / Muhammed Bozdağ (1. Bölüm - İstemenin Özellikleri)

İçinizden sessizce bir şeyler istemek, Yaratıcının huzurunda sesli düşünmektir. (sayfa, 23) İnsanın çöküşünün durdurulduğu an, Sınırsız Kudret'e ihtiyacını itiraf edip, O'nun takdirine teslim olduğu an olacaktır. (sayfa, 29) Hayatınızdaki en büyük zaferleriniz, içtenliğinizle yoğurduğunuz dualarınız olacak. (sayfa, 33) Mazlumun duasının meleklere gerek kalmaksızın, şimşek gibi doğrudan Yaratıcının Huzuruna yükselmesi ruhsal içtenliğim sonucudur. (sayfa, 41) Gözyaşıyla titreyen bir gönülden çıkan yalvarmalar işte bu yüzden gök duvarlarını delip geçer. (sayfa, 41) Ruhumuz maddeye bağlandığı sürece, kalbimiz sonsuzlukla iletişime geçemeyecektir. (sayfa, 42) Dünya sonsuzlukta yürümeyi öğrenmek için içine gönderildiğimiz eğitim pistimizdir. (sayfa, 43) Bize düşen zaaflarımıza bakıp vazgeçmek değil, mücadelelerle geçecek bir ömrü tercih etmektir. (sayfa, 43) Kalbi temizlemenin en etkili yollarından birisi, gizli ve açık kusurlarımızın bağışlanmasını dilemektir. (sayfa, 43)

Fi | İlk Sezon (notlar)

Aslında ilk çıktığın da merak edip bir kaç dakika izlemiştim. Lakin ön yargılı olarak baktığım için sevmedim, ben saçma bir diziyi izlemem dedim. Sonrasın da iş yerinden bir ağabeyim kesinlikle izlememi tavsiye ettim. İyi dedim, izleyelim. İzlemeye başladım ve dizi beni sardı.. Yani ilk başta edilen argo kelimeler falan izlememe engel olmuş olabilir.. Bölümleri izlerken notlar aldım fazla bir şey yok işte laf olsun makale paylaşılsın diye yazıyorum.. Bu arada ilk defa bir kızdan hediye kitap aldım. Ulan çok değişik bir duyguymuş.. Neyse buna değinmeyeceğim, kafam çok karışık... Korku insanı hayatta tutar. Sen mükemmel olursan her şey mükemmel olur. Herkes gizli bir hazinedir. Bilinmek ister. Her şeyi gören göz, kendini göremez. Kendini görmek için bir yansıma arar. Herkesin bir zaafı vardır. Bir kere yaptığın işi, bir kere daha yapabilirsin. Bisiklete binmek gibi.. ...ve insanlar âşık olacakları insanları seçemezler. Her seçim bir vazgeçiştir. Bölüm 6: Samsung reklamı ya

Kitap Notlarım: #9 İstemenin Esrarı / Muhammed Bozdağ (Giriş)

Merhaba arkadaşlar, hâlâ yaşadığım monoton hayattan çıkamadım. İşten eve evden işe gidip geliyorum. Gerçi İstanbul olayı var bakalım belki giderim buralardan. Geçenler de iftara çalıştığım yerden bi ablaya gittik. İşten çıkar çıkmaz gittiğimiz için biraz uzalıp dedik odaya girdiğim de kitapları gördüm. Her ne kadar kitap kurdu olmasam da bu kitap dikkatimi çekti ve bana vermesini rica ettim. Beni kıramıyorlar canlarım ya -Allah razı olsun- al oku dedi. inşAllah yararını görürüm ve anladığımı anlatmama da burası vesile olur.. İlk girişi okudum kısa notlar halinde alıntıları paylaşıyorum sizinlee. Başımıza gelenler, bu isteklerin Yaratıcının izin verdiği sınırlar içerisinde gerçekleşen yansımalarından oluşacaktır. (sayfa, 9) Allah buyuruyor ki "Bu onu horlayıp aşağılamak için değil; ona isteğini geç vermem onun faydasınadır. İhtiyacı onu gafletten uyandırdı; bana çevirdi. Saçından tuttu, çeke çeke benim tarafıma getirdi. Dileğini hemen verirsem yine döner; o (dünyevi) oyuncağa

Ehliyet Notlarım: #2 Trafikte Temel Değerler

Sözel bölümlere hızlı giriş yapıp ilerlemek güzel de motor bölümünde ne yapacağım bilmiyorum. Tek korktuğum konu orası :) Sorumluluk , kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi anlamına gelmektedir. * Sorumluluk duygusuna sahip bir sürücü, sadece araç kullanmayı değil, aynı zamanda kendine hâkim olmayı da öğrenmelidir. * Sürücü, trafik içindeki davranışlarının sorumluluğunu hem kendine hem de diğer yol kullanıcılarına karşı üstlenebilmelidir. Davranışlarının sonuçlarını düşünerek hareket etmelidir. Yardımlaşma , karşılıklı yardımda bulunma anlamına gelmektedir. - Hayatımızı: "Bir başkasının  yaşamasına yardım etmeyen, yaşadığını iddia edemez." ölçüsüyle yönlendirmeliyiz. * İnsanlar başkalarına yardım etmeyi doğuştan eğilimdirler. * Yardımlaşmanın evrensel bir sosyal sorumluluk normu olduğunu söyleyebiliriz. Trafikte yardımlaşma neden önemlidir? * Trafikte dezavantajlı gruplar olan çocukların, yaşlıların,

Ehliyet Notlarım: #1 Trafik Adabı

Merhaba arkadaşlar. Evvela Ramazan ayınızı tebrik eder sadece aç kalmak amaçlı değil nefsimize de engel olacak şekilde geçirmemizi temenni ederim. Ehliyete yazıldım iyi hoş ta 29 Temmuz da sınav var. Ne yapacağım şurada kısa bir zaman kaldı ki ders çalışmak bir yana ben bi yana.. Bundan ötürü bana verilen kitaptan aldığım notları buraya paylaşacağım. En azından açıp açıp okurum -kendi el yazımı okuyamıyorum da-. Başlayalım.. :) Not: Trafik Adabı Dersi sınav soru sayısı 6'dır. Türk Dil Kurumu'na göre Adap => " yol, yordam " olarak açıklanmaktadır. Trafik adabı => "insanların trafik içinde bireysel ve birbirlerine karşı davranış şekli" olarak nitelendirilmektedir. * Trafik içinde sorumluluk, yardımlaşma, tahammül, saygı, fedakârlık, sabır gibi değerlere sahip olabilme yetisi.. * İnsan nasıl yaşarsa, öyle araç kullanır. Trafik adabı ikiye ayrılmaktadır bunlar: - Yazılı Kurallara Uyma - Yazılı olmayan ve trafik içerisinde karşılıklı a

Ehliyete Yazıldım!

Merhabalar, uzun zamandır kendi hakkım da bir şeyler yazmıyordum. Daha doğrusu bir şeyler yazdım mı hiç hatırlamıyorum, o zaman bu bir ilk olabilir. :) Acaba yazılarımı okuyan var mı? Yoksa bu gelen yönlendirmeler ve site ziyaretleri bot mu? En çok da bu soruyu merak ediyorum. Eğer yazdıklarımı okuyorsanız bunu yorumla belli ederseniz sevinirim. Yoksa kendim yazıp kendim okuyorum gibi geliyor. Makale başlığına dönelim bence de.. Normal de daha önceleri almam gerekiyor idi. Lakin ben ve sevgili aklım, "N'apıcan? Ne gereği var ki? Zaten araba yok alsan ne işine yarayacak?" gibi cümleler ile beni caydırdı ki haklıydı da. Aslında bu tür gereksinimlerin lazım değil gibi bir durumlara ihtiyacı yok. Yaşı geldiğin de alacaksın, yoksa ilerledikçe hem iş imkanlarını kaçırırsın hem de maddi açıdan zor duruma düşebilirsin. Malum sevgili hükumetimiz her gün yeni bir şeye zam yapıyor. Buna karşı çıkmamız gerekiyor mu bilmiyorum ama bazı durumlar cidden çığır açıyor. Gereksiz vergi di

Kitap Notlarım: #8 "Senden Bir Parça - Adem Metan"

Merhaba arkadaşlar, bugün Berat Kandili evvela bu mübarek gününüzü kutlar, hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ederim. Hayırlı kandiller yani. :) Kitaba gelecek olursak, bir toptan satış marketinde indirim de iken aldım.. İki bölümden oluşuyor. Yazar, ilk bölüm de biraz kendinden bahsediyor ikinci bölümde ise kıssadan hisseler var. İlk defa bir kitabı alın demeyeceğim içeriğini internet üzerinden de bulabileceğiniz kıssadan hisseler ile doldurmuşlar. Ben ucuz diye aldım bi de kitabın ismi dikkatimi çekmişti. Yapacak bir şey yok rafımda duruyor. :) Kitap Sayısı: 162 Kitabın Yazarı:  Adem Metan Yayın Evi:  Yediveren Yayınları Ne kadar muhteşem olurlarsa olsunlar kelebekler de terk edilebiliyorlarmış meğer. (sayfa, 36) Çünkü toprak aştı, aşktı, sevdaydı. Sevda da acı çekmekti. (sayfa, 40) "..kelebeğin gözleri dolmaya başladı. Görebiliyordum. Gözlerindeki damlayı hemen onun arkasında ve onun biran önce yanağına doğru inmesini sabırsızlıkla bekleyen o kadar ço

4/4'lük Müslüman Değilim?

Merhaba sevgili blogger. Bu yazdıklarımı okuyan oluyor mu bilmiyorum, şimdi olmasa bile ileride dönüp baktığım da geriye vay be neler yaşamışım diye ben okurum en azından. Yazmaya devam. :) Gelelim asıl konumuza. Her insan yaptığı iyiliği milletin gözüne sokmaya çalışırız. Üstelik "sağ elin verdiğini sol elin görmesin" atasözüne inat.. Peki ya günahlarımıza da aynı şekilde davranıyor muyuz? İşlediğimiz günahı ya da kötülüğü göz ardı edip kimse görmesin diye saklamaya çalışanlar bizler değil miyiz? Neden iyiliği gösteriş işine getirip kötü yanlarımızı saklıyoruz ki? İnsanlar bizimle alay etmesin ya da küçük durumuna düşmeyelim diye mi? Dostum, önemli olan insanların ne dediği değil, Allah'ın ne dediğidir.. Ben çevreme göre namaz kılan, fazla kötülük yapmayan, ağzın da küfür bulundurmayan birisi olarak düşünüyorum. Umarım öyleyimdir. Asıl sorun kıldığım namazın sadece gösteriş olarak olmasından korkmam. Ne huşû var ne de tamamen bağlantı? Sanki alışkanlık haline gelmiş

Kitap Notlarım: #7 "Ben de Senden Vazgeçtim - Dilruba Oğuz"

Kendisi ilk imzalı kitabımdır. Bu yüzden yeri bende büyüktür, ilkler unutulmaz inşAllah unutmayacağım bu kitabı. İlkleri yaşamak için tekrar tekrar okuyacağım belki de. Kitap denemelerden oluşuyor.. Sayfa Sayısı: 112 Kitabın Yazarı:  Dilruba Oğuz Yayın evi:  Kanes Yayınları Ben günlerce, aylarca, yıllarca seni beklerken ve senin için gözyaşları dökerken, nerelerdeydin? Yoksa hayal gibi bir şey miydin? (sayfa, 10) Yokluğunda unutulduğunu sandığın her dakikayı seni düşünmekle geçirdim. (sayfa, 13) Bensiz görmediğini sandığım gözlerin, neden bir başkasına bakıyor şimdi? (sayfa, 13) Adını anmadan özlüyorum seni. Adın dilimi acıtıyor, henüz keşfedilmemiş zehir gibi. (sayfa, 15) Hüzne gelince bir şarkı notası gibidir. Kendi yazdığın bestenle ödersin karşılığını. (sayfa, 16) Bazen bir kalp olur seni hayata döndüren, her şeyi unutturan. Bazen de o kalbi taşıyan bir insan olur seni bir sözüyle darmaduman eden. (sayfa, 21) Sevgi; bakmayı bilen gözde, hissedebilen yürektedir. (sayfa,

Kitap Notlarım: #6 "Fesleğen - Hikmet Anıl Öztekin"

Merhabalar, ne yazacağımı bilmiyorum yine.. Kitabı sonunda bitirdim, keşke hiç bitmeseydi dediğim ve okursanız aynı görüşte olacağınız bir kitap. Çalıştığım avm ye sevgili yazar geldi, imzamı falan aldım neyse de.. Bir sarıldım sanki sevdiğime sarıldım. Öyle bir sarılmayı ilk defa yaşadım. Her neyse onu başka yayında anlatırım aklıma gelirse. Sizi altını çizdiğim cümlelerle baş başa bırakıyorum ve içinden bir tane cümle almanızı istiyorum.. Sayfa sayısı: 216 Kitabın Yazarı:  Hikmet Anıl Öztekin Yayın Evi:  Hayy Kitap Biriktirir biriktirir dururdum içimde. Sanki bir gün biri gelip tamamlayacakmış gibi. (sayfa, 13) İnsan en çok da sevdiğinin hatırına alışırmış bir şeylere. (sayfa, 16) "..insanın kalbindeki horoz ötmedi mi evindeki horoz fayda etmez." (sayfa, 17) "..siz de anlatmak istiyorsunuz her şeyi. Çok bildiğinizden değil belki, içinizde tutamadığınızdan." (sayfa, 19) Her sevginin merkezinde özlemek vardır. (sayfa, 21) Eskiye dair bir şeyleri öz

Bardağı Bırak!

Okuduğum kitapta çok ilginç bir şey öğrendim... "..bir bardağı eline alıp, "Sizce bu bardak kaç gramdır" diye hepimize sordu. Bardak şeffaf olduğu için içerisinde bir şey olmadığını gördük. Biraz vakit geçtikten sonra herkes tahmin etmeye çalıştı: "50 gram, 200 gram, 100 gram..." Seyyah, "Aslında ben de bilmiyorum ne kadar olduğunu ama asıl sorun şu, bu bardağı kaç dakika bu şekilde tutabilirim? Ya da şöyle sorayım, bardağı bu şekilde birkaç dakika tutsam ne olur?" "Hiç bir şey.." "Peki bir saat tutsam?" "Kolun ağrımaya başlardı." "Peki bir gün boyunca tutmaya çalışsaydım?" "Tutmaya devam etseydin kolun ağrır, spazm geçirir, hastaneye bile girmek zorunda kalabilirdin." "Peki süre ne kadar uzarsa uzasın bardağın ağırlığında değişme olur mu?" "Tabii ki hayır." "O hâlde kolumun ağrımasına yol açan, beni hastanelik eden şey nedir?" "Onu sürekli tutuyor olman." &qu

Başlık yok, isteyen buyursun..

Uzun zaman oldu, yani olmuştur. Ne yazıyorum ne de bir şeyler paylaşıyorum. Aslında buraya yazdıklarım hep aynı, yok şunu yapacağım yok bunu yapacağım.. Nerdeee... Her sabah uyanıp işte çalışırken akşam eve gideyim ders çalışayım, şunları yapayım diyorum olmuyor. Bir problem, bir sıkıntı çöküyor içime yatıp uyuyorum. Ertesi sabah sar başa, "nereye kadar temizlik yapıcam" diyorum "kendini kurtar olum buralardan sana hayır yok" desem ne fayda? Yine kendi bildiğimi okuyorum, okuyorum derken en azından günde yarım saat 45 dakika falan kitap okumaya ayırıyorum. Bence bu bile yeter. Senden benden bi b*k olacağı yok yazıyoruz pardon yaşıyoruz.. Hayatım hep aynı düzende işliyor galiba buna şey deniyo... *google amcada kısacık araştırma- monoton hayat. Bu yüzden ötürü yazacak bir şey de bulamıyorum o yüzden ne zaman yazdığımı not almadığım Allah bilir nerelerde karşılaştığım cümleleri yazacağım... Bu arada hafızam iyi değil. Unutuyorum, kızın biri balık ve ceviz yememi söyle

Kitap Notlarım: #5 "Söz Mühendisi - Hasan Çep"

Kitap okumak, hayal kurmak ve mutlu sona ulaşamamak benim hayatımın döngüsü olmasından kaçınamıyorum. Her ne kadar günde en fazla yarım saat kitap okuyabilsem de, hayal kurmayı her an gerçekleştiriyorum. Sonrasın da hep bi burukluk, hep bi yalnızlık. Çevremde ki insanların da kitap okumasını istiyorum bu niyetle kitaplarımı istemeyerek paylaşıyorum. Çünküm kitaplar benim her şeyim. Yani kitabın gidip gelmeme gibi bir olasılığı da var. Sağlam verip yırtık almak ya da 2-3 ay sonra elime ulaşması. İnsan özlüyor, -Seni daha çok özlüyorum...- Ellerden kitabıma zarar gelecek diye korkarken altını çizdiğim sözleri paylaşacağım kitabıma çay döküldü. Ne kadar sinirlendim bilemezsiniz.. Allah'tan fazla zayiat yok. :) Kitap 3 bölümden oluşuyor. Birinci bölümün de kısa hikayelerden ders verme çabasında olan yazar, ikinci bölümü tamamen Tasavvufi üzerine ayırmış bulunmakta. Tamamen Allah'ı anlatan sözleri var. Son bölüm de ise ölmeden önce yapılacaklar adlı listesi mevcut. Ki yapılması

Eskilerden Kalma

Kitaplardan ya da dinlediğim parçalardan beni anlatan sözleri bir yere not etmeyi çok severim. İlla ki bir yerlerde kullanacağım. Bu alışkanlığım bir kaç yıldır var lakin ne fazla kitap okurum zaten müzik listemi de değiştirmeyi pek sevmem. :) Defterlerimi toplarken taa 2015 ten kalma aldığım notlarla karşılaştım. Baktım okuyabiliyorum dedim hemen bloga yazayım yoksa o kağıttan eser kalmaz. El yazım pek iyi değildir bazen ne yazdığımı okuyamıyorum tıpkı doktor yazısı. :) Otobüs şoförünün gördüğü gibidir aşk, sen göremezsin. Bazen sırf O seviyor diye ona benzersin. Neden her şarkının içine giriyorsun? Onların girmediği yer senin çıkamadığın yer olsun. Arada üzülüyorum ama seninle ilgisi yok. Sen beni puzzle'ımdın, tamamladım seni bittin, sıran geldi gittin. Hiçbir silginin bittiğini görmedin ben, annem boynuma kolye yapardı, yine de kaybederdim, seni kaybettiğim gibi. Radyo da peş peşe iki şarkı çalınacaktır ve sen ikinci çalınacak parçayı kaçırmamak için o sevmediğin bir

Ne anlatayım?

"Sen bana gelmesen de ben aşka aşık olanım."* bir şarkı sözü anca beni bu kadar net anlatabilirdi. Şu an ne yazacağımı dahi kestiremiyorum. Yani bir yandan her dua'm da adını anmam ile, mantığımın hayır olmaz deyişi arasın da gerçekten de ikileme de kalıyorum. Bir insan hem sevip hem de nasıl istemez ki sevdiğini. .Mantık denilen o organı kim dinler ki? Aslın da dinler be sevgili okur, olmayacağını bildiği için dinler. Mutlu edemeyeceğini bildiği için dinler. Hiç bir zaman kilometreleri ben bahane etmem, etmek de istemem ama bu devir de uzaktan sevmeyi başarabilen çok nadir insanlar vardır. Bunların arasına katılmayı isterdim tabii ama bu gidişle olmayacak. Yine tüm sosyal mecralardan engelledi, zaten engeli kaldırmasını bile anlamamıştım. Ama saf ım ya bi umut dedim, belki olur? Olmadı lan. Yine kaldık baş başa. En zoru da kıskançlık. Yani hiç sevgilim olmadı, bilmiyorum denedim, beceremedim. Gerçekten de bir yerden sonra istiyor insan, yani nasıl anlatayım anlar mısınız

Vazgeçmek mi? Ben almayayım!

Merhaba sevdiğim, madem uğradın buraya artık okursun niyetiyle yazıyorum. Bilmiyorum ama o şehirde senden başka buraya uğrayacak kimsem yok. Ki şansa google amca dan ziyaretçi gelmediyse. Tamam bana zorlama dedin, olmayacağını beni sevmediğin halde kırmadan anlatmak istedin. Ama her mesajıma cevap gelmesin de, her hikayeme ilk senin bakman da ben heyecanlanıyordum. Şimdi bunu sana desem, hesaplarım başkalarında da açık onlar bakıyor deyip sıyrılacaksın. Biliyorum. :) Benim istediğim fazla bir şey değil idi sadece sevdiğim kadarıyla sevilmeyi bekledim, olmadı. Hatayı sende aramak istemiyorum, ben sevmeyi beceremedim. Yapamadım belki, biraz da dil gerekiyor, konuşmak lazım bir şeylerin başlaması için. Ama gel gör ki halimi ben içine kapanık biriyim ve susmayı çok seviyorum. Karşılıklı susuyoruz galiba, ben buna aşığım belki de. Seni bunun için de sevmiş olabilirim? İnan o gün seni gördüğüm de demiştim bu O diye. Ki haklı da çıktım o an yaşadığım mutluluğu hiç bir şeye değişmem. Her şey g